HAFIZA TEKNİKLERİ

Hadi gelin birazda hafıza egzersizi yapalım. İnsan beyninin kayıtta alma biçimini ve hızını tartışalım. Ne dersiniz? Kişi aklını nasıl daha doğru kullanır ve hafıza bu bilgileri nasıl daha güvenli bir şekilde muhafaza eder? Başlangıçta çok ilginç bir soru gibi gelmiş olabilir. Ancak bu sorunun cevabı hepimizi ilgilendiriyor. Bu sebepten bugün konumda hafıza tekniklerini tartışmaya sunup, felsefi bir bakışla da anlatıma sunacağım. Felsefeci araştırmacılar ve felsefe meraklısı okuyucularımızın, bu konuyu zevkle takip edeceklerinden hiç şüphem yok.
HAFIZA TEKNİKLERİ
Çünkü insan beyni başlı başına gizem yaratan bir konudur ve birçok profesöründe, ana konusudur. Beni kim yönetir dediğimizde kişinin kendisi cevabını alıyoruz, değil mi? Peki ben bu soruyla biraz oynayarak “Beyni kimler yönetir?” dersem, cevabınız ne olurdu? Bu konuyu daha iyi analiz etmemiz acısından, hafıza beyin ilişkisine değinelim. Ne dersiniz?

Hafıza Beyin İlişkisi

Bilinçaltı ve bilinç üstü dediğimiz bu kavramı, aşağı yukarı hepimiz duymuşuzdur. Mimik hareketleri, davranış biçimleri ve günümüzde sosyal medyada kullandığımız emojiler gibi görselliğe dayalı faktörler, bilinçaltına yerleşir. Tabi bu görselliğe dayalı faktörlerin birçok birbirinden farklı örneği de günümüzde fazlasıyla mevcut.  Bunun etkisindeki yüzdelik derecesini söyleyecek olursak %94 lük bir orandır. Geriye kalan kısmı da %6 bir oranda saklıdır. Yani bilinç üstündedir. İşte burada da hafıza teknikleri devreye giriyor. Eğer, kişi kendisini bilgi acısında genişletmek ve daha kapsamlı olmasını istiyorsa, sıklıkla hafıza tekniklerini kendisine, olumlu bir biçimde aktarabilir. Ancak altını çizerek söylüyorum ki bunu olumlu bir etki yaratacak şekilde yapmalıdır. Olumsuz olgular üzerinden yaptığı taktirde, zihinsel bir dehşete düşebilir.

Kişi kendi kendine bir hafıza yoklaması yapmak istiyorsa, ilk olarak bilinçli davranması şarttır. Yani kişi bu işlemi, görsel veriler ve kelime tüketimi oranı ile yaparak, muazzam bir hafıza tekniği yapması ile şahane sonuçlara ulaşır. Ancak buradaki asıl önemli nokta, tek bir olguyla yapmak değil, yalnız görsel veriler ile ya da yalnız kelime haznesi ile olmaz. Günlük tükettiği kelime ve odaklandığı konu ile ilgili görselliklerin bir arada olması, şart! Çünkü böylece kişi, ister istemez, alt bilinç ile üst bilinççi çelişmeden kontrol altına alır. İşte burada da kişinin günlük tükettiği kelime oranı, ciddi bir önem kazanıyor.

Yorumlar

Popüler Yayınlar