CAHİT SITKI TARANCI KİMDİR? KISACA HAYATI VE ESERLERİ ÖZET
4.Ekim.1910 yılında Diyarbakır’da dünyaya gelen Cahit Sıtkı TARANCI. Diyarbakır’da ticaret ve ziraatla uğraşan köklü bir ailenin oğludur. Diyarbakır’da başlayan öğrenim hayatı ailesinin köklü geleneğinden ötürü ilk önce Kadıköy Fransız Saint Joseph Lisesi'ne ardından da Galatasaray lisesine geçti.Fransızcayı çok iyi öğrenerek Baudelaire, Rimbaud özümseyerek daha lise yıllarında şiir yazmaya başladı.İlk şiirleri o dönemde hem okul dergisinde hem de Servet-i Fünun dergisinde yayınlanmıştır.
Daha sonra 1931 yılında Mülkiye Mektebine girmiştir.Hatta ilk şiir kitabı olan “Ömrümde Sükut “ bu mektep de okurken yayınlanmıştır.Daha sonra bu okuldan atılınca girdiği memuriyet sınavını kazanarak Sümerbank’ ta çalışmaya başlamıştır.Bir süre Sümerbank’ta memur olarak çalışan Tarancı Karabük’e atanmasıyla memuriyetten istifa edip ayrılmış ve öykülerinin yayınlanmak olduğu Cumhuriyet Gazetesinde çalışmalarına devam etmiştir.
Cumhuriyet gazetesinde çalışırken gazetenin sahipleri Nadir NADİ ve Doğan NADİ’nin desteği ile Üniversite öğrenimini tamalamak için Paris’e gitti. Burada Paris Radyosundan Türkçe yayınlar spikerliğini yaparken bir yandan da gazeteye öyküler göndermeye devam etti.
İkinci Dünya savaşının patlak vermesiyle Paris’in bombalanması üzerine oradan kaçarak yurda geri dönüp askerliğini yapmak üzere başvuruda bulundu.1941-43 yılları arasında Egenin küçük şehirlerinde askerliğini yapan şair,
Haydi Abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalb ağrısı.
.......
Sözleriyle devam eden meşhur şiiri haydi Abbası bu dönemde yazdı.Askerlik bittikten sonra bir süre İstanbul’da babasının iş yerinde çalıştı. Fakat daha sonra babası ile araları açılınca Ankara’ya gitti. Orada Anadolu Ajansı ve Toprak Mahsulleri Ofisi ve Çalışma Bakanlığın’da çalışmıştır.O dönemde yazdığı,
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
......
Dizeleriyle ünlü meşhur “OTUZ BEŞ YAŞ “ şiiri ile CHP şiir ödülünü alarak bugün herkesin bildiği bir şair olmuştur.4 temmuz 1951 yılında Cavidan Tınazla evlenen şair evlendikten sonra tüm şiirlerini “Düşten Güzel “ adlı şiir kitabında topladı.
1953 yılında geçirdiği kriz sonrası felç olup yatağa bağlı şekilde yaşadı.Bir süre Ankara ve İstanbul’ da tedavi görmüş daha sonra bugün müze olarak sergilenen Diyarbakır’da ki baba evinde bir yıl bakıldıktan sonra tedavi amaçla gönderildiği Viyana’da 12 ekim 1956 yılında yakalandığı zatülcenp hastalığından hayata gözlerini yumdu.
Hayatı boyunca sanat için sanat ilkesine bağlı kalan şaire göre şiir güzel kelimelerle güzel şekiller kurma sanatıdır.Fransız okullarında aldığı eğitimin etkisiyle Fransız şairlerine benzer açık ve sade bir üslup anlayışı ile şiirler yazmıştır.
• Ömrümde Sükut (1933)
• Otuz Beş Yaş (1946)
• Düşten Güzel (1953)
• Sonrası (1957)
Öyküleri :
Gün eksilmesin penceremden (Ölümünden sonra derlenip yayınlanmıştır.)
Mektupları:
Ziya’ya mektuplar .(Aynı öykü kitabı gibi ölümünden sonra 1957 yılında yayınlanmıştır.)
Cumhuriyet gazetesinde çalışırken gazetenin sahipleri Nadir NADİ ve Doğan NADİ’nin desteği ile Üniversite öğrenimini tamalamak için Paris’e gitti. Burada Paris Radyosundan Türkçe yayınlar spikerliğini yaparken bir yandan da gazeteye öyküler göndermeye devam etti.
İkinci Dünya savaşının patlak vermesiyle Paris’in bombalanması üzerine oradan kaçarak yurda geri dönüp askerliğini yapmak üzere başvuruda bulundu.1941-43 yılları arasında Egenin küçük şehirlerinde askerliğini yapan şair,
Haydi Abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalb ağrısı.
.......
Sözleriyle devam eden meşhur şiiri haydi Abbası bu dönemde yazdı.Askerlik bittikten sonra bir süre İstanbul’da babasının iş yerinde çalıştı. Fakat daha sonra babası ile araları açılınca Ankara’ya gitti. Orada Anadolu Ajansı ve Toprak Mahsulleri Ofisi ve Çalışma Bakanlığın’da çalışmıştır.O dönemde yazdığı,
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
......
Dizeleriyle ünlü meşhur “OTUZ BEŞ YAŞ “ şiiri ile CHP şiir ödülünü alarak bugün herkesin bildiği bir şair olmuştur.4 temmuz 1951 yılında Cavidan Tınazla evlenen şair evlendikten sonra tüm şiirlerini “Düşten Güzel “ adlı şiir kitabında topladı.
1953 yılında geçirdiği kriz sonrası felç olup yatağa bağlı şekilde yaşadı.Bir süre Ankara ve İstanbul’ da tedavi görmüş daha sonra bugün müze olarak sergilenen Diyarbakır’da ki baba evinde bir yıl bakıldıktan sonra tedavi amaçla gönderildiği Viyana’da 12 ekim 1956 yılında yakalandığı zatülcenp hastalığından hayata gözlerini yumdu.
Hayatı boyunca sanat için sanat ilkesine bağlı kalan şaire göre şiir güzel kelimelerle güzel şekiller kurma sanatıdır.Fransız okullarında aldığı eğitimin etkisiyle Fransız şairlerine benzer açık ve sade bir üslup anlayışı ile şiirler yazmıştır.
ESERLERİ
Şiir kitapları :• Ömrümde Sükut (1933)
• Otuz Beş Yaş (1946)
• Düşten Güzel (1953)
• Sonrası (1957)
Öyküleri :
Gün eksilmesin penceremden (Ölümünden sonra derlenip yayınlanmıştır.)
Mektupları:
Ziya’ya mektuplar .(Aynı öykü kitabı gibi ölümünden sonra 1957 yılında yayınlanmıştır.)
Yorumlar
Yorum Gönder