HASAN SABBAH KİMDİR? HAYATI KISACA ÖZETİ

Hasan Sabbah ismini bir çok yerden duymuşsunuzdur. Benzersiz bir kişiliği oldu hakkında bir çok yorum ile karşılaşmış ve hakkında bir çok söylentiye rastlamışsınızdır. Peki Hasan Sabbah kimdir? Hayatı ve kişiliği nasıldır? Hangi özellikleri ile ön plana çıkmıştır? Tüm bu soruların cevapları için yazımızı biraz daha okumalısınız.

Hasan Sabbah İslam dinine bağlı olarak Haşaşiler tarikatının İsmaililik mezhebinin en başta gelen ve en çok tanınan liderlerinden bir tanesidir. Kendisi ilginç bir kişiliğe ve yaşantıya sahip olmuştur. Orta Çağ'da yaşayan bu lider adından sıkça söz ettirmiş ve yetiştirdiği suikastcilerle anılmıştır. Amansız bir yaşam sürmüş ve Alamut Kalesi onun hayatının bir vazgeçilmezi olmuştur zira 34 yıl gibi uzun bir süre bu kalenin dışına hiç çıkmamıştır.

Kumm şehrinde dünyaya gelen Hasan Sabbah, dini eğitimini Rey şehrinde tamamlamıştır. Yemen'den gelen babası On İki imam inancına sahipti ve oğlunu da bu yönde yetiştirdi. Sabbah Rey'den ayrıldı ve Mısır'a doğru hareket etti. Bu sırada ziyaret ettiği yerlerin arasında Azerbaycan, Silvan, Mezopotamya, Filistin, Suriye ve Isfahan vardır. Bu seyahat sırasında yaşadığı olaylar ve maceralar kitaba bile alınmıştır.

Hasan Sabbah Mısır'dan Afrika'ya sürülmüştür. Kuzey Afrika topraklarında bir süre kaldıktan sonra Suriye'ye geçiş yapan Sabbah buradan Suriye'ye geçmiştir. Bir süre de burada yaşamını devam ettiren Hasan Sabbah Isfahan'a gelmiş ve daha sonra İran'a gitmiştir. İran onun için ayrı bir önem taşıyordu. Deylem halkı İslam dinini zoraki olarak değil de kendi istekleri doğrultusunda kabul etmiştir. Bu durum onun dikkatini oldukça fazla çekmiştir. Buranın hakimiyetinin halkın elinde olması da onu cezbeden bir diğer özellik olmuştur. Bu bölgeyi daha iyi araştırmak ve tanımak adına Kazvin'e ulaşan Hasan Sabbah, burada bir eve yerleşmiş ve bir çok müritin burada yaşadığına tanık olmuştur. Bu nedenle Alamut Kalesi'ne ulaşan Sabbah burada yaşamını çok uzun yıllar sürdürmüştür.

Alamut Kalesi onun için hayatının büyük bir bölümünü alan en önemli yerlerden biriydi. Bu kalenin özellikleri aşılamayacak kadar büyük ve görkemli olmasıydı. İki bin metreyi bulan boyu ve ulaşılması zor yolları ile kendisini burada güvende hissediyordu. Kalenin yapılış hikayesi de bu tezini güçlendirir bir konumdaydı.

Hasan Sabbah Alamut Kalesi'nden 34 yıl boyunca hiç ayrılmadı. Bu kale onun kendini en güvende hissettiği ve faaliyetlerini en iyi yapabileceği yer anlamındaydı. Hatta dedikodulara göre bu kaledeki odasını bile çok az terk etmiştir. Burada bir çok suikastçi yetiştirmiş ve zamanın büyük devlet adamlarını öldürtmüştür. Kendisi amansız ve çok akıllı bir liderdir. Bu dönemlerde en az 40 suikast yapan Hasan Sabbah Abbasi ve Büyük Selçuklu Devleti'ni hedef alıyordu. Bu devletleri hedef almasının amacı ise üst kademelerde görev yapan yöneticilerin ve din adamlarının önünü kesmekti. Anlatılanlara göre Sabbah, Nizamülmülk'ün ölümünden de sorumluydu.

Büyük Selçuklu Devleti'nin en önemli yıkılma nedenlerinden biri de taht kavgalarıdır. Hasan Sabbah'ın Melikşah'a düzenlediği suikast ile üç kardeş arasında taht kavgası başladı. Böylece ülke gerileyerek yıkılmaya kadar gitti. Abbasiler'in yıkılmasında da parmağı bulunan Sabbah, kendi himayesi altına bir çok kale almıştır. Buraların da yönetimini başlarına koyduğu komutanlar ile gerçekleştirmiştir. 1124 yılında hastalanıp yataklara düşen Hasan çok güvendiği aklıyla bir çok plan yapmış ve öleceğini hesap ederek halefiler ilan etmiştir. Kendi koltuğunu da bir komutana devretmiş ve yönetim adına bir çok kişiyi tayin etmiştir.

Hasan Sabbah aradan günler geçtikten sonra hayata gözlerini yummuş ve adından çokça söz ettirecek bir tarih bırakmıştır arkasında. Bu adam olağanüstü aklıyla ve zekice attığı adımlarla bir çok lidere kök söktürmüştür. Hiç bir zaman kendini imam olarak tanıtmamıştır. İmam vekili olduğunu iddia eden Hasan Sabbah, dünya üzerinde iz bırakacak bir çok ilke imza atmıştır.